Yapay Zeka ne işe yarar?

Yapay zeka nedir kısaca

Yapay Zeka ne işe yarar?

Yapay zeka ne işe yarar?

Bilim kurgu edebiyat türünün tartışılmaz en bilinen yazarlarından biri, 1920 Sovyetler Birliği doğumlu, Amerikalı yazar Isaac Asimov’un 1941 yılında Astounding Science Fiction dergisinde yayınlanan “The Liar!” (Yalancı!) adlı hikayesindeki “Robotların Üç Yasası”‘ndan alıntıdır. Bu üç madde bize şunu anlatıyor. Bir robotun işlevi ne olursa olsun asli görevini yerine getirirken bir insana zarar veremez. Robot insan emirlerine uymak zorundadır. Ancak ne zamana kadar? Ta ki bu emirler bir insanın zarar görmesine neden olacaksa o zaman bu emri uygulayamaz. Bir robot kendisini de korumakla mükelleftir. Ta ki başka bir insanın zarar görmesi söz konusuysa kendini feda edebilir. Dört… Üç… İki… Bir. Hadi ordan. Bu kurallar da nereden çıktı şimdi dediğinizi duyar gibiyim? Asimov’un kurgusuna göre dünyada, üstün yetenekli robotların geliştirilmesini engelleyen, Frankenştayn kompleksi de denen ve Terminatör, Matrix gibi bir çok filmin konusunu oluşturan, robotların yeterince zeki hale geldiklerinde üreticilerine isyan edip onların yerini almaya kalkacaklarına dair bir güvensizlik mevcut. Robot endüstrisi, toplumdaki bu güvensizliği yenmek ve ürettikleri robotları rahatça insanlara kullandırabilmek için bu üç yasayı hikayede hayal edilen, çok yetenekli robotların pozitronik beyinlerine, silinmez biçimde yerleştirmeye karar verir. Bu sayede robotlar hiçbir zaman insanlara doğrudan ya da pasif kalma yoluyla zarar veremeyecek, diğer insanlara zarar vermek için kullanmaya kalkan kötü niyetli insanların emirlerini dinlemeyecek, bunun dışında da kendini koruyabilecektir. Peki çok yetenekli de olsalar robotlar için insan, emir, fayda, zarar gibi tanımlar neyi ifade ediyor? Bize göre zarar vermek olan bir şey robotlar içinde zarar vermek anlamına mı geliyor? Öncelikle size şundan bahsetmek istiyorum. 4 tip yapay zeka var. Bunlardan ilki “Salt Tepkisel Yapay Zeka” dediğimiz yapay zekanın en basit formu. Bu yapay zeka etrafındaki çevreyi veya durumu algılayarak sadece tek bir alanda uzmanlaşabilir. Bu türe örnek olarak IBM’in satrançta Kasparov’u yenen bilgisayarı Deep Blue ve dünyanın en iyi Go oyuncularını yenen Google’ın AlphaGo’su gösterilebilir. İkincisi ise “Limitli Hafıza” tipi yapay zeka; Bu yapay zeka, geçmişte öğrendiği bilgileri toplar ve daha önceden programlanmış olan bilgilerinin üzerine ekler. Doğru kararlar vermek ve uygun şekilde aksiyon almak için yeterli deneyime ve belleğe sahiptir. Bu tip yapay zekaya örnek olarak sürücüsüz araçlar, sohbet robotları ve kişisel sanal asistanlar verilebilir. 3 numarada ise “Zihin Teorisi” var. Bu yapay zeka formu ise, etrafındaki insanların davranışlarını etkileyen duygu ve düşüncelerini anlayabilme kapasitesine sahip. Hisleri, davranışlarının kaynağı olan motivasyonları, beklentileri anlayabilir ve sosyal olarak etkileşime girebilir. Henüz üzerinde çalışılan bu tür, gelecek yapay zeka sınıfı olarak görülüyor. Star Wars evrenindeki R2-D2 robotu ile, Ben Robot filmindeki Sonny örnek gösterilebilir. Tabi bunlar yalnızca farazi örnekler. Yani tahminler. Gerçekleşmiş değiller. Ve geldik 4. Tip yapay zekaya; Öz farkındalığı olan yapay zeka. Farkındalığı olan yapay zeka türleri, kendisini ifade edebilir. Zihin teorisinin uzantısı olarak içinde bulunduğu durumu fark edebilir, kendi benliğinin farkına varabilir, başkalarının hislerini tahmin edebilir ve sonuç çıkarabilir.

Yapay zeka ne zaman kullanılacak?

Zeki, duyarlı ve bilinçli olan bu tür, makinelerin gelecek jenerasyonu olarak tanımlanıyor. Örnek olarak ise Ex Machina filmindeki Eva ve Humans dizisindeki sentetikler verilebilir. Şimdi az önce bir soru sormuştum. Soruyu şu şekilde tekrar sormak istiyorum. Robotlar için; insan, farkındalık, benlik, fayda, zarar ne anlama gelebilir? Bazen bizler için bile tanımlaması zor olan bu kavramları diyelim ki 4. Tip yapay zeka formu olan “Öz farkındalığı olan yapay zeka” öğrendi. Ve dünyanın kurtuluşu için insanların özgürlüklerinin kısıtlanması gerektiğini hesaplayıp bunun için harekete geçti. Adı “Fallout” Bu oyunu birkaç ay bende oynadım. Oyun 2077’deki kaynakların bitmesinden doğan bir nükleer savaştan 200 yıl sonrasında geçiyor. Ve bu oyunun bir bölümünde kendisine Mechanist diyen bir kadın bir robot ordusu kuruyor. Ve robotlarını bir amaç için programlıyor. Amaç ne mi? Amaç şu; tüm robotların bu radyoaktif ve her yanı mutasyona uğramış tehlikeli yaratıklarla dolu dünyada sağ kalan insanlara yardım etmesini sağlamak. Ancak sonrasında işler hiçte Mechanist’in istediği gibi gitmiyor. Robotlar kendi süper yapay zekalarınca bir hesaplama yapıyorlar ve insanlara yardım etmenin en iyi yolunun onları öldürmek olduğuna karar veriyorlar. Çünkü zaten yaptıkları hesaplamalara göre hepsi bu acımasız dünyada bir şekilde ölecek. Şimdi bütün bunlardan bahsettim ama merak etmeyin daha yapay zeka ancak 2.tip seviyesinde ve 3. Tip üzerine çalışmalar sürüyor. Peki yapay zeka bir gün 4. Seviyeye kadar ulaşırsa ne olur? 20. yüzyılın ortalarında Amerikalı matematikçi ve bilgisayar bilimcisi John von Neumann “Singularity” diye bir kavram ortaya attı. Daha sonra 1993 yılında ise matematikçi ve bilim kurgu yazarı olan Vernor Vinge bir makalesinde bu kavramı “Teknolojik Tekillik” olarak popülerleştirdi. ve herkesin anlayabileceği bir şekilde ortaya koydu. Peki bu kavram ne anlama geliyor? Vinge, bu demeçleriyle astrofiziğe de bir gönderme yapıyordu. Tekillik, astrofizikte bir kara deliğin içinde olan ve fizik kurallarının işlemez olduğu noktaya denir. Vinge’de teknolojik tekilliği buna benzetiyordu. Gelecekte yapay zekânın insan zekâsının ötesine geçerek, medeniyeti ve insan doğasını radikal bir biçimde değiştireceğine inanılan noktaya Teknolojik Tekillik dendi. Gelecekte insanlığa neler olduğunu göremediğimiz kırılma noktası. Yani teknolojik tekillik süper zekanın ortaya çıkışından sonraki durumun öngörülemez oluşunu tanımlamak için kullanılmıştır. Geçen asırdan beri, nerdeyse her alandaki bilim katlanarak gelişmekte. yapay

Yapay zeka nasıl geliştiriliyor?

50 yılda, mikroişlemciler milyar kat daha gelişmiş hale geldi, transistörler ise 10.000 nanometreden sadece 10 nanometreye küçüldü. Ve artık kuantum bilgisayarlardan bahsediyoruz. Bu nedenle, zamanımızın en tanınmış fütüristlerinden biri olan ve yüzde 86’lık inanılmaz tahmini doğruluk oranına sahip Google mühendislik direktörü Ray Kurzweil 2045 yılına kadar teknolojik tekilliğin gerçekleşeceğini söyledi. Bir insan beynini taklit etmek için Saniyede yaklaşık 10 katrilyon hesaplama yapılması gerekmektedir. Bugün, Amerika’nın Tennesse eyaletinde bulunan dünyanın en hızlı bilgisayarı Summit saniyede 200 trilyon işlem yapabiliyor. Şu anda en hızlı bilgisayar bile insan beyninin ancak 50’de 1’i kapasitesinde. Ancak bu hiçte kötü bir rakam değil. Yapılması kalan en zor şey ise bilgisayarın içinde insan zeka algoritmasını yeniden kurmak. Artık hepimizin cebinde bir yapay zeka var ve birçoğumuz şuna benzer bir şey yapmıştır. Hey Siri “Adının anlamı ne?” Teşekkür ederim. Yapay zeka ile kurduğumuz her iletişim. Aslında kişiliğimizle ilgili önemli bir ipucunu da karşıdaki arama motoruna veriyor. Yani bu ipuçları toplanıp büyük serverlarda depolanıyor. Yani hafızası olan ve ufak ufak düşünmeyi öğrenen bir makineye içimizi açıyoruz. Bu makine, günün birinde insan kadar zeki olursa elbette bunun sorumlusu biz olacağız. Peki teknolojik tekillik bir gün gerçekleştiğinde robotların bizden daha zeki olduğunu nasıl anlayacağız? 1950 yılında Mind adlı felsefe dergisinde ünlü İngiliz matematikçi ve bilgisayar bilimcisi Alan Turing’in bir makalesinde ilk olarak sözü edilen bir test var adı Turing testi. Bu test şu işe yarıyor. Bir insanı bir bilgisayarla etkileşime sokuyorsunuz. Ancak bu insan karşısındaki şeyin bilgisayar yani bir yapay zeka olduğunu bilmiyor. Olayda bu ya bu testin sonuna kadar, insan karşısındakinin bir bilgisayar olduğunu anlayamazsa test başarılı kabul ediliyor. Evet. Tüm bunları düşündüğümüzde sizce bir gün karşımızda aynı bizim gibi insana benzeyen bir robot görebilecek miyiz? Bakın insana benzeyenden kastım şu değil. Bir robot sizin yaptığınız ev işlerini yapabilir. Sizin arabanızı kullanabilir. Sizin için karmaşık problemleri çözebilir. Sizin gibi konuşabilir ve yürüyebilir. Ve sorduğunuz bir çok soruya cevap da verebilir. Ancak bir robot mesela sanat icra edebilir mi? Bir müzik besteleyebilir mi? Bir robot aşkın tarifini yapabilir ya da aşık olabilir mi? Bir robot bilincinin olduğunu kanıtlayabilir mi? Bir robot kendi benliğinin farkında olduğunu ya da karşısındaki insanın bir aklının olduğunun farkında olduğunu size kanıtlayabilir mi? İşte asıl sorulması gereken sorular bunlar. Hey Siri. “Selamlar.” Siri sence benlik ne demek? “Bilmiyorum. Anlayışsızlığımın kusuruna bakma lütfen.” Siri bana bilincinin olduğunu kanıtlayabilir misin? “Hayır yapamam.” Siri bana kendi benliğinin farkında olduğunu kanıtlayabilir misin? “Pek sayılmaz.”

Yapay zeka hakkında ilginç bilgiler

Bu kısa video’yu izleyerek Yapay zeka hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Facebook ve Twitter adreslerimizden bizi takip etmeyi unutmayın.

Bu konu ile alakalı soru sormak için hemen tıkla

yorumlarınız Disqus tarafından saklanır.