Depremlerin zararları nelerdir?
Son 60 yıl içerisinde Türkiye'de 58.000 vatandaşımız depremler sebebiyle hayatını kaybetmiş, 122.000 kişi yaralanmış ve yaklaşık 411.000 bina yıkılmış veya ağır hasar görmüştür.
Kısa Bilgi
Depremlerin zararları nelerdir?
Depremlerden her yıl ortalama 1.000 vatandaşımız ölmekte ve 7.000 bina yıkılmaktadır. Deprem bölgeleri haritasına göre yurdumuzun %92’sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95’inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98’i ve barajlarımızın %93’nün deprem bölgesinde olduğu bilinmektedir. Teknik olarak deprem, yer kabuğunda meydana gelen kırılmaların ani olarak oluşturduğu titreşim dalgalarının yer yüzeyini sarsma olayına denir. Hareketsiz kabul ettiğimiz ve güvenle ayağımızı bastığımız toprağın da oynayabileceğini ve üzerinde bulunan tüm yapılara hasar verip can kaybı yaratacak şekilde yıkıma sebep olabileceğini gösteren bir doğa olayıdır. Deprem, tarih öncesi çağlardan beri insanlığın korkulu rüyası olmuştur. Depremin nasıl oluştuğunu, ölçü aletlerini ve yöntemlerini kayıtların değerlendirilmesi ve mümkünse öngörülmesi gibi depremle alakalı diğer konuları inceleyen bilim dalına sismoloji denir. Gelin bu doğa olayını daha iyi anlayabilmek adına ülkemizin ve dünyamızın yapısını inceleyelim. Dünya’nın iç yapısı konusunda jeolojik çalışmalar sonucu elde edilen bir yer yüzü modeli bulunmaktadır. Bu modele göre yer kürenin dış kısmında yaklaşık 70-100 kilometre kalınlığında oluşmuş bir litosfer vardır. Kıtalar ve okyanuslar bu taş kürede yer alır. Litosfer’le çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2.900 kilometre olan kuşağa Manto adı verilir. Manto’nun altındaki çekirdeğin sıvı nikel demir karışımdan oluştuğu kabul edilmektedir. Taş Küre’nin altında Astenosfer denilen yumuşak üst manto bulunmaktadır. Burada oluşan kuvvetler taş kabukları parçalar ve birçok levha meydana gelir. Levhalar aralarında bulunan sürtünme kuvvetiyle dengede ve sabit dururlar. İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur. Bu hareket çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir.
Depremler nasıl oluşur?
Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen sarsıntı dalgaları ortaya çıkar. Bu dalgalar geçtiği ortamları sarsarak ve uzaklaştıkça enerjisi azalarak yayılır. Bu sırada yer yüzünde bazen gözle görülebilen kilometrelerce uzanabilen ve fay adı verilen arazi kırıkları oluşabilir. Depremler yer kabuğundaki fay adı verilen kırıklarda meydana gelir ve kayalık bir alanda oluşan gerilmenin ani bir harekete yol açacak kadar yükselmesiyle oluşur. Bu hareket kayanın en zayıf noktasında kırılmasıyla yeni bir fay oluşturabilir ya da kaya var olan fay boyunca kayar. Bunun sonucunda gerilmenin boşalmasıyla olağanüstü büyük boyutta enerji açığa çıkar. Bu enerjinin çevredeki kaya kütlelerinde oluşturduğu titreşim depremi yaratır. Depreme yol açan kayalardaki kırılma ya da kaymanın başladığı noktaya deprem odağı, bu noktanın tam üzerine rastlayan alana da deprem merkezi denir. Depremler oluş nedenlerine göre değişik türlerde olabilir. Az önce anlatılan levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle Tektonik Depremler olarak adlandırılır. Yer yüzünde olan depremlerin %90’ı bu gruba girer. Türkiye’de olan depremlerde Tektonik Depremler’dir. İkinci tip depremler Volkanik Depremler’dir. Bunlar volkanların püskürmesi sonucu oluşurlar. Yerin derinliklerinde ergimiş maddenin yer yüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla bu tür depremlerin meydana geldiği bilinmektedir. Bunlar da Yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve önemli zarara neden olmazlar. Japonya ve İtalya’da oluşan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir. Türkiye’de Türkiye’de aktif Yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır.
Deprem Çeşitleri Nelerdir?
Bir başka tip deprem de Çöküntü Depremleri’dir. Bunlar yer altındaki boşlukların yani mağra gibi yapıların, kömür ocaklarında galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun çökmesiyle oluşurlar. Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır ve fazla zarar getirmezler. Bazen büyük bir deprem olmadan önce küçük sarsıntılar olur. Bu küçük sarsıntılara Öncü Depremler denilmektedir. Büyük bir depremin oluşundan sonra da belki birkaç yüz adet küçük deprem olmaya devam etmektedir. Bu küçük depremler Artçı Depremler olarak isimlendirilir ve büyük depremin oluş anına göre bunların şiddetinde ve sayısında azalma görülür. Peki depremi önceden tahmin etmek mümkün mü? Depremin öncesi hakkında bilgilerimiz var fakat tam olarak yorumlayamıyoruz. Yani bu deprem işareti midir değil midir bilmiyoruz. Bunu henüz yorumlamaktan aciz olmamızın sebebi de şu; depremi yaratan mekanizma bir kırılma mekanizması. Kırılmanın gelişmesi teknik tabirle kaotik bir olaydır, çok karmaşıktır. Deprem olduktan sonra izahı mümkündür fakat olmadan önce kestirilmesi mümkün değildir. Depremlerin önüne geçmemiz mümkün mü? Bu konuda öncü olarak bildiğimiz kurum AFAD’ın deprem öncesi ve sonrası neler yapabiliriz adlı makalesini açıklama kısmına bırakıyoruz. Bunun dışında yapılabilecek şeyler ise depreme dayanıklı sağlam yapılar oluşturmak, çocuklarımıza ne yapmaları gerektiğini erken yaşlarda anlatmak ve bilinçli bir toplum yaratmak olacaktır. Önlem aldığımız deprem felaket olmayacaktır.
Deprem hakkında ilginç bilgiler
Bu kısa video’yu izleyerek Deprem hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Facebook ve Twitter adreslerimizden bizi takip etmeyi unutmayın.
Bu konu ile alakalı soru sormak için hemen tıkla