Tarihin en kötü petrol sızıntısı nedir?
Petrol sızıntısı hakkında kısa bilgi
Kısa Bilgi
Tarihin en kötü petrol sızıntısı nedir?
Bundan yaklaşık 41 yıl önceydi. Tarih 16 Mart 1978’i gösteriyordu. Süper tanker Amoco Cadiz 220 bin ton petrol yüküyle Bretonya açıklarında seyrediyordu. Geminin idaresi 12 senedir petrol tankerlerine kaptanlık yapan Bardari’deydi. Ona geminin idaresinde bir dümenci ve bir de İngiliz güvenlik hizmetleri memuru eşlik ediyordu. Ne kaptanın ne de mürettebatın biraz sonra tarihin en büyük çevre felaketlerinden birinin bir parçası olacağından haberleri yoktu. Amoco Cadiz’in battığı yer Kuzey Denizi’nin ana limanlarına ulaşmak için kullanılan mecburi rota. Bir deniz otobanı. Saat sabah 9:45’te fırtına şiddetini arttırıyordu. Ve bir anda ne olduysa Amoco Cadiz’in dümeni kilitlendi. Gemi rotasından sapmaya başladı. Kaptan Bardari gemiyi yavaşlatmak için motorların kapatılmasını emretti. Ve telgraf cihazıyla yardım sinyali gönderdi. Bölgedeki diğer teknelere tankerin yönlendirilemeyeceğini anlatmaktı amacı. Yardım frekansından da defalarca telsiz mesajı gönderildi. Amoco Cadiz 220 bin ton petrol yüküyle birlikte rotasından sapıyordu. Portsall ile arasında 60 km kadar vardı. Saat sabah 10:00; fırtına hiç dinmeden daha da kuvvetli bir şekilde devam ediyordu. Amoco Cadiz hala kontrol edilemiyordu. Dümen hidroliğindeki borulardan biri patlamış, hidrolik sıvı tamamen kaybedilmişti. Dümen bu yüzden kilitlenmişti. Bütün dümen sistemi bu boru tesisatına bağlıydı. Bu devre aslında aylardır yağ akıtıyordu ama gemi sahipleri gemiyi tamir ettirmeye yanaşmadılar. Çünkü çok masraflıydı. Hidrolik sistemin mürettebat tarafından tamir edilmesi imkansız gibi görünüyordu. Dümenin kontrolünü kaybettikten sonra Bardari Chicago’daki amirleriyle temasa geçmeye çalıştı. Çünkü geminin çekilmesi çok masraflıydı. Bu kararı tek başına veremezdi. Ama Chicago’da saat gecenin bir yarısıydı ve kimse telefona çıkmadı. Manş Denizi’nin bu boğaz kısmında akıntılar çok güçlüydü ve Amoco Cadiz hızla Portsall’a yaklaşıyordu. Saat 11:28; Pasific isminde bir römorkör gemi kaptanı Bardari’nin yardım çağrısını duymuştu ve kaptana bir kurtarma anlaşması teklif etti. Ancak Chicago’dan teyit alamayan Bardari böylesine masraflı bir anlaşmanın kararını vermekte oldukça zorlanıyordu.
Petrol Sızıntısı nasıl meydana gelir?
Saat öğle 12:55’te Pasific römorkörü Amoco Cadiz’e ulaştı. Kaptan Bardari hala Chicago’ya ulaşamamıştı. Ama başka seçeneği yoktu. Mürettebatına çekme işlemi için hazırlanmalarını emretti. Pacific’in çekme halatını yakalamak hiçte kolay olmayacaktı. Dalgalar çok kuvvetliydi. Şiddetli bir yağmur ve fırtına işi oldukça zorlaştıracaktı. Saat 14:00 sularında halat zorda olsa bağlandı. Amoco Cadiz çekilmeye hazırdı. Ancak 2 saatlik uğraşın sonunda halat koptu. Bardari tam yol geri emrini verdi. Saat 18:30’a geldiğinde Amoco Portsall’a artık tehlikeli ölçüde yaklaşmıştı. İlk çekme halatının kopmasından sonra Pasific ve Amoco Cadiz’deki ekipler odağını kaybetmediler. Bir çekme halatı daha bağlamaya çalıştılar. Bu esnada Bardari de Chicago’yu uyarıyor ve vahim bir durumda olduklarını bildiriyordu. İkinci çekme girişimi de başarısız oldu. Artık Pasific römorkörünün elinden bişey gelmiyordu. Bardari yapabileceği son bir şey kaldığının farkındaydı. Akşam saat 8’de demir atılmasını emretti. Bu, artık gemiyi durdurabilmenin tek yoluydu. Ancak dalgaların yarattığı gerginlik öyle kuvvetliydi ki çıpayı yukarı çeken vinç bozuldu. Artık kaptanın yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Bu, boyu 334 metre olan milyonlarca dolarlık devasa tankerin kaderi, içerisinde taşıdığı milyonlarca dolarlık 220 bin ton ham petrolüyle birlikte artık sadece dalgaların insafına kalmıştı. Ancak işin maddi boyutundan çok daha önemlisi 43 denizcinin hayatı tehlikedeydi ve olası bir sızıntıda yüzbinlerce ton petrol okyanusu, biyolojik çeşitliliği, bitkileri ve sahilleri mahvedecek ve tarihin en büyük doğa felaketlerinden birine yol açacaktı. Sahile çok yakın olan bu bölgenin derinliği en fazla 13 metreydi. Artık bir felaket yaşanması sadece an meselesiydi. Saat 21:04’te korkulan oldu ve Amoco Cadiz Portsall kayalıklarına çarptı. Saatler 21:39’u gösterdiğinde bir kez daha kayalıklara çarparak tüm mürettebatın topyekün alarma geçmesine neden oldu. Artık işin şakası yoktu. Herkesin hayatı tehlikedeydi. Kaptan Bardari bir işaret fişeği gönderdi. Bu esnada tankerde sızıntı çoktan başlamış ve 220 bin ton petrol denize saçılmaya başlamıştı.
Tarihin en buüyk petrol sızıntısı nasıl olmuştur?
İlerleyen saatlerde Fransa deniz kuvvetlerinden bir helikopter çok zor şartlarda tankere ulaştı. Ve kahramanca bir kurtarma operasyonu yürüterek tüm mürettebatı kurtarmayı başardı. Kaptan Bardari ise gemisi sabaha karşı ikiye bölünmeden önce kurtarılan son isim oldu. 17 mart sabahı Bretonya halkı uyandığında korkunç bir manzarayla karşılaştı. Her gün 20 bin metreküp petrol sızıyordu. Sahil şeridinin 300 kilometresi simsiyahtı. Kilometrelerce yayılan dayanılmaz bir petrol kokusu vardı. Amoco ikiye ayrılmış deniz mahvolmuştu. Kumlar kapkara dalgalarla yıkanıyordu. Tekneler yapışkan petrolle kaplanmıştı. Dalgalar geri gidip daha fazlasıyla geri geliyordu. Planktonlardan deniz hayvanlarına kadar bütün deniz biyoçeşitliliği yok olmuştu. 50 farklı türden 10 bin balık ölü bulundu. Gönüllülerin çabalarına rağmen petrole bulanmış 10 binlerce kuş öldü. Toplamda 260 bin ton canlı organizma yok oldu. Portsall halkı bu felaketten sonra derin bir üzüntü yaşadı ve gerçek bir yas tuttular. Cennet vatanları sanki bir daha eski haline dönemeyecek bir cehenneme dönmüş gibiydi. Aradan 40 yıldan fazla geçti. Amoco olayı son 40 yılda küresel ölçekli bir fark yaratılmasını sağladı. Bu doğrultuda mevzuatlar yürürlüğe kondu. Bu petrol sızıntısı Fransa’da çevrenin korunması hususunda büyük değişimlere yol açtı. Amoco Cadiz ekosistemlerin ne kadar hassas olduğunu gösterdi. Heybetli Amoco Cadiz’in batığı artık yok olmaya yüz tutmuş durumda. Kalan parçaları artık yeniden canlanan biyoçeşitliliğe ev sahipliği yapıyor. Bugün Bretonya sahillerinde petrolden tek bir iz bile kalmadı. Bakıldığında bu çokta mümkün gibi görünmüyor. Peki petrol nasıl yok oldu. Bu zorluğu kim göğüsledi. İnsanlar mı, doğa mı, yoksa zaman mı? Aslında işin en büyük kısmını makine ve insanlar değil doğa üstlendi. Ve doğanın inanılmaz iyileştirme gücü karşısında hiçbir şey onun yaptığını yapamıyor. İnsanoğlu olarak üzerimize düşeni doğayı ve çevreyi kirlettikten sonra değil, henüz ortada bir felaket yokken daha vaktimiz varken yapmalıyız. Yoksa bir gün her şey için çok geç olabilir.
Amoco hakkında ilginç bilgiler
Bu kısa video’yu izleyerek Amoco hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Facebook ve Twitter adreslerimizden bizi takip etmeyi unutmayın.
Bu konu ile alakalı soru sormak için hemen tıkla