Geriye dönüp bakma süresi nedir?

Geriye dönüp bakma süresi nedir?

Geriye dönüp bakma süresi nedir?

Geriye dönüp bakma süresi, ismin tam olarak evrendeki belirli nesnelere baktığımızda zamanda ne kadar geriye gittiğimizi gördüğümüzün bir ölçüsünü önerdiği şeydir.Elbette, ışığın sınırlı hızından kaynaklanıyor ve çok uzak galaksilere baktığımızda özellikle önemli hale geliyor.Bunun nedeni, ışıkla seyahat süresinin, galaksinin yaşam süresinin önemli bir kısmı olmasıdır.Art arda daha uzak nesnelere bakmak, yani onları gelişimlerinin aşamalı olarak daha önceki aşamalarında gözlemlemek, galaksilerde meydana gelen evrimsel süreçleri incelememize olanak tanır.

Peki geriye dönüp bakma süreleri nasıl ölçülür?

Temel süreç şaşırtıcı derecede kolaydır, çünkü galaksilerden gelen ışığın ne zaman yayıldığına göre etkin bir şekilde tarih damgası vardır.Bunu anlamak için, genişleyen bir bütün olarak Evren hakkında yapabileceğimiz en temel gözleme geri dönmeliyiz.Bu dikkate değer gerçek, 1920’lerin sonlarında Amerikalı gökbilimci Edwin Hubble’ın kendi gözlemlerini ve diğer gözlemlerini kullanarak galaksilerin mesafeleriyle orantılı hızlarda bizden uzaklaştığını ve artık Hubble Yasası olarak bilinen bir ilişki olduğunu ortaya çıkardığında ortaya çıktı.Ancak Hubble, bunun Evren’in bir bütün olarak genişlediği anlamına geldiğini ve bunun merkezde olduğumuz anlamına gelmediğini fark etti.Genişleyen bir Evrende, herhangi bir yerde bulunan bir gözlemci galaksilerin onlardan uzaklaştığını görecektir.

Hubble’ın genişleyen teorisi, Uzayda her şeyin tek bir noktasında olduğu zamanı ve Evren’in bir başlangıcı olması gerektiği sonucuna giden kısa bir adımdı.Bu, Belçikalı bir rahip Georges Lemaître tarafından, bugünün Big Bang teorisinin erken bir öncüsü olarak düşünülebilir.

Hubble Yasasını şimdi anladığımıza göre, aslında gördüğümüz şey, galaksileri de beraberinde taşıyan uzayın kendisinin genişlemesidir. Bize bir galaksinin ışığında tarih damgası veren şey budur. Bu galaksinin yıldızlarının, geçmişte bir zamanda Evren belirli bir boyuttayken görev bilinciyle ışıklarını yaydıklarını hayal edin. Ancak ışıkları bize ulaştığında, Evren büyür ve ışık dalgaları, içinde seyahat ettikleri alanla birlikte yavaş yavaş gerilir. Daha uzun dalga boyları, ışığın daha kırmızı hale geldiği anlamına gelir. Her bir galaksinin gökkuşağı spektrumunda yer alan bilgilerin barkodunu analiz ederek, bu sözde ‘kırmızıya kayma’ yı bir spektrografla ölçebiliriz. Kırmızıya kayma bize tam olarak (herhangi bir teorik modelden bağımsız olarak) ışık yayıldığında Evrenin bugünkü boyutuna kıyasla ne kadar büyük olduğunu söyler.

Bu ölçümden geriye dönüp bakma süresine (ve dolayısıyla, etkili bir şekilde bir mesafeye) ulaşmak, galaksimizin ötesindeki mesafelerin ölçeği olan, galaksi dışı mesafe ölçeği adı verilen bir kalibrasyona bağlıdır. Bu, yıldız paralakslarından başlayarak ve değişen değişken yıldızların sağladığı standart mumları alarak birbirini izleyen farklı ölçümleri içerir Bu sürecin sonucu, kırmızıya kayma ve mesafe arasında oldukça iyi tanımlanmış bir ilişkidir.

Görünümü hakkında ilginç bilgiler

Bu kısa video’yu izleyerek görünümü hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Facebook ve Twitter adreslerimizden bizi takip etmeyi unutmayın.

Bu konu ile alakalı soru sormak için hemen tıkla

yorumlarınız Disqus tarafından saklanır.