Uzayda Vücudumuza ne olur
Uzayda iken vücudumuzda ne gibi değişimler meydana gelir ?
Kısa Bilgi
- Bizler günlük yaşamda deniz seviyesinde hissettiğimiz 1g ivmeye uyum sağlamış canlılarız.
- Onları koruyan şey ise kıyafetleridir ki bu daha rahat nefes almalarını ve vücut sıvılarının vücutta eşit bir şekilde dağılmasını sağlar.
- Uzayda ayrıca 24 saatlik bir gece-gündüz çevriminden bahsedilemeyeceğinden, ortama uyum sağlayana kadar astronotlar uyku sorunları ve olumsuz vücut performanslarına maruz kalabilirler.
- Uzay hakkında ilginç bilgiler
Bizler günlük yaşamda deniz seviyesinde hissettiğimiz 1g ivmeye uyum sağlamış canlılarız.
Burada g, kütle çekiminden kaynaklanan ivmelenmeyi ifade eder. İvme ise birim zamanda hızdaki değişim olarak tanımlanır. Çok kısa bir sürede yüksek hızlara ulaşmak, üzerimizde hissedilen ivmenin artması anlamına gelir. Lunaparktaki hızlı trende hissedeceğiniz ivme 2g iken, bu uzaya fırlatılan bir roketin kalkışında 4g olabilmektedir. Göğsünüzün üzerinde 200 kg yük olduğunu ve nefes almaya çalıştığınızı düşünün. Bu 4g birimlik ivmelenme demektir. Bu değer normal bir insan için sınır değer niteliğindedir. Savaş uçağı pilotları ise manevralar esnasında 10g kuvvete maruz kalabilir.
Onları koruyan şey ise kıyafetleridir ki bu daha rahat nefes almalarını ve vücut sıvılarının vücutta eşit bir şekilde dağılmasını sağlar.
Bu temel bilgilerden sonra gelelim asıl mevzumuza. Nitekim basıncın sıfır olduğu uzay ortamında insan vücudu üzerinde çok farklı etkileri mevcuttur. Şöyle ki; kana karışan kalsiyum miktarı artışı ile böbrek taşı riski de artar. Kemikler güçsüzleşir. Dünya kütleçekimi mevcut olmadığından artık vücut sıvıları eşit miktarda dağılmamaktadır ve buna bağlı olarak kanın dolaşımından sorumlu olan kalp eskisi gibi çalışmaya ihtiyaç duymaz, küçülmeye başlar. Dünyamız üzerinde bizi çok zehirli olan radyasyondan koruyan atmosferimiz bulunur ancak uzayda böyle bir koruma olmadığından astronotlar üzerlerinde uzay giysileri bulunsa bile bizlerden daha fazla radyasyona maruz kalırlar. Yaşadığımız çevreyi duyu organlarımız ile algılarız. İç kulak ise denge organlarının bulunduğu, kütleçekiminden etkilenen bir bölgedir ve uzayda eskisi gibi çalışmamaya başlar. Neticesinde de denge kaybı nedeniyle uzay tutması yaşanabilmektedir. Görev esnasında uzay kıyafetinizin içine kustuğunuzu hayal edin, hiç de hoş değil.
Uzayda ayrıca 24 saatlik bir gece-gündüz çevriminden bahsedilemeyeceğinden, ortama uyum sağlayana kadar astronotlar uyku sorunları ve olumsuz vücut performanslarına maruz kalabilirler.
Örnek vermek gerekirse; Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) Dünya etrafında 90 dakikada bir tur atar ki bu da 24 saatte 16 farklı gün doğum ve batımı anlamına gelir ve vücut neticede bundan olumsuz yönde etkilenir. Uluslararası Uzay İstasyonunda yürümek diye bir şey söz konusu olmadığından, serbest düşme sebebiyle istasyon içinde adeta süzülürler. Bu da dünyaya döndüklerinde kaslarının büzüşmüş olmalarından dolayı yürümekte zorlanmalarına neden olmaktadır. Mikro kütleçekim nedeniyle vücut sıvıları da vücudun üst kısmında toplandığından “şişkin yüz” denilen durum belirebilir. Vücutta sıvılar değişik olarak dağıldığından, bacaklar da yüzde 10 ila yüzde 30 civarında incelir. Bacaklardan beyne iletilen kan neredeyse 2 litreyi bulmaktadır. Uzay boşluğu içinde küçük bir alanda uzun süre tıkılı kalmak da ayrıca psikolojik problemlere ve stres gibi sorunlara sebebiyet verebilmektedir. Bu kapalı ortam içerisinde güneşlenebilme gibi bir imkan bulunmadığından, D vitamini takviyesi olarak astronotlara D vitamini başta olmak üzere birçok vitamin takviyesi verilir.
Uzay hakkında ilginç bilgiler
Bu kısa video’yu izleyerek Uzay hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Facebook ve Twitter adreslerimizden bizi takip etmeyi unutmayın.
Bu konu ile alakalı soru sormak için hemen tıkla