Psikolojik deney nedir? Neden yapılır?
Psikolojik deneyler hakkında kısaca bilgi edinin
Kısa Bilgi
Psikolojik deney nedir?
Sokakta yürürken bir insanın yere yığıldığını görseydiniz ne yapardınız? Yardım edip etmeyeceğinize karar verirken o kişinin nasıl göründüğünü dikkate alır mıydınız? Kim olduğuna bakmadan yardım ederim diyorsanız bir daha düşünün. Farklı versiyonları da olan bu deneyde ilk olarak evsiz görünümlü birisi bir anda yere yığılıyor. Yerdeki adam dakikalarca hareketsiz şekilde yatarken onlarca insan yanından geçip gidiyor ve sadece bakmakla yetiniyorlar. Belki birkaç kişi yardım etmeyi aklından geçiriyor ancak kimse adama yardım etmiyor. Deneyin ikinci aşamasında ise biraz önce evsiz kılığına girmiş olan adam bu sefer yere takım elbise giymiş bir haldeyken düşüyor. Adam yere düşer düşmez çok sayıda insan adamın yardımına koşuyor ve iyi olup olmadığını kontrol ediyor. Bu deney bir insana yardım edeceğimiz zaman bile o kişinin nasıl göründüğünü dikkate aldığımız gibi rahatsız edici bir gerçeği yüzümüze vuruyor. Bu deneydeki etkiye Hale etkisi deniyor. Adını Güneş’in etrafındaki ışık hüzmesinden alan Hale Etkisi 1920 yılında psikolog Edwin Thorndike tarafından keşfedilmiş. Sıradaki deneyde başrolde maymunlar var. Deneyde yanyana iki kafese koyulan maymunlara bir taş veriliyor ve maymunlar taşı geri verince ödül olarak ikisine de birer tane üzüm veriliyor. Bu işlem birkaç kez tekrarlanıyor. Ancak bir süre sonra sol kafesteki maymuna üzüm vermeye devam edilirken sağ taraftaki rmaymuna salatalık veriliyor. işte bu yapıldıktan sonra salatalık verilen maymun çılgına dönüyor. Çünkü üzüm salatalıktan daha lezzetli ve kalorili bir besin. Bu yüzden sağdaki maymun da salatalık yerine üzüm istiyor. Sağ kafesteki maymun aynı şeyi yapmalarına rağmen Soldakine üzüm kendisine ise salatalık verilmesine katlanamıyor ve salatalığı araştırmacıya geri fırlatıyor. Hatta Sağdaki maymun taşın düzgün olup olmadığını kontrol etmek için birkaç defa kafesin duvarına vurarak test bile ediyor. Bu deney, insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da haksızlığın ne kadar dayanılmaz bir his olduğunu gerçekten ilginç bir şekilde ortaya koymuş. Sıradaki deney sürü psikolojisinin gelebileceği son noktayı gösteriyor. Deneyin ilk aşamasında insanlar konferans salonunda tek başlarına beklerken aniden içeri duman dolmaya başlıyor. Dumanı gören insanlar hiç beklemeden telaşa kapılıp hemen odayı terk ediyorlar. Deneyin ikinci aşamasında ise denekler konferans odasında deney ekibinden başka insanlarla bulunuyorlar. Deneyin yapıldığı kişi duman gelmeye başladığında hemen harekete geçmek yerine etraftaki insanların nasıl davrandığına bakıyor. Diğer insanlar hiçbir şey olmamış gibi yerlerinde oturmaya devam ettikleri için denek de bir şey yapmamayı seçiyor. Yangın gibi tehlikeli bir durumda bile insanlar çoğunluğa uymayı tercih ediyorlar. Bu deney sürü psikolojisinin ve çoğunluğa uyarak hareket etme isteğimizin hayatta kalma isteğimizden bile üstün olabileceği gerçeğini bize gösteriyor. 60’lı yıllarda Abd’de ırkçılık tartışmaları şiddetlenerek sürmekteydi. 1968 yılında Amerikalı öğretmen Jane Elliott, öğrencilerine ırkçılığın ne kadar kötü olduğunu göstermek için küçük bir deney tasarladı.
Psiokolijk deneyler neden yapılır?
Psikolojik deneyler bir gurp insana uygulanır. Sonuçları kaydedilip Psikologlar tarafından analiz edilir. Öğretmen işe ilk olarak sınıftaki öğrencileri mavi ve kahverengi gözlü olmak üzere iki gruba ayırarak başladı. Öğrencilerine mavi gözlülerin daha üstün olduğunu ve öğlen yemeklerinde daha fazla yemek yiyebileceklerini, teneffüslere daha önce çıkabileceklerini söyledi. Derslerde de mavi gözlü öğrencilerin daha başarılı ve daha zeki olduklarını tekrar etti. Bunun üzerine mavi gözlü öğrenciler havaya girdiler ve diğer gruptaki öğrencilerden uzak durmaya, onları hor görmeye ve kötü davranmaya başladılar. Bir süre devam eden bu durum sonucunda mavi gözlü öğrenciler derslerine daha çok çalışmaya başladılar ve sınavlarda daha başarılı oldular. Kahverengi öğrenciler ise haksızlığa uğradıkları hissine kapılıp derslerine yeterli ilgiyi göstermeyip sınavlarda başarısız olmaya başladılar. Deney sonlandırıldığında öğrenciler arkadaşlarıyla aralarının bozulmasından rahatsız olmuşlardı ve ırkçılığın ne kadar kötü bir davranış olduğunu görmüşlerdi. Öğretmen Jane Elliott ise tepkiler alsa da yaptığı deney sayesinde ünlü oluyor ve konferanslarda konuşmalar yapıyor. Filmlerde ve dizilerde şiddet içeren sahneler izlemenin çocukları şiddete yönelttiği her zaman söylenir. Sıradaki deney şiddet içerikli sahneler izlemenin çocukları şiddete yöneltip yöneltmediğini test ediyor. Deney 4 yaş civarındaki iki grup çocuk üzerinde yapılmış. İlk gruptaki çocuklar bir odada oyun oynarken odaya yetişkin biri girmiş ve odada bulunan hacıyatmaz oyuncağına vurmaya başlamış. İkinci gruptaki çocukların bulunduğu odaya giren yetişkin ise hacıyatmazla gayet sakin bir şekilde oynayıp dışarı çıkmış. Ardından çocukların hacıyatmazla oynamaları istenmiş. Şaşırtıcı olmayan şekilde ilk gruptaki çocuklar yetişkinin oyuncağa uyguladığı şiddete çok benzer şekilde davranmışlar. Hacı yatmazı yumruklamışlar ve kaldırıp yere atmışlar. ikinci gruptaki çocuklar ise oyuncakla çok daha sakince oynamışlar ve şiddet içerikli hareketlerde bulunmamışlar. Bu deney, çocukların etraflarındaki yetişkinlerden gördükleri iyi ya da kötü hareketleri öğrendiklerini ve örnek aldıklarını açıkça ortaya koyuyor. Ayrıca şiddet içeren şeyler seeyretmek çocukların hem bu eylemi öğrenmelerine hem de şiddetin normal bir şey olduğunu düşünmelerine neden oluyor. 1957 yılında Psikolog Leon Festinger iki grup insanla bir deney tasarlamış. Deneydeki iki gruptan da çok sıkıcı bir işlem gerçekleştirmelerini istemiş. İnsanlar işlemi bitirdikten sonra ise odadan çıkıp işlemi yapacak olan diğer kişilere deneyin çok zevkli olduğu yalanını söylemelerini istemiş. Bu yalanı söylemeleri için de ilk gruptakilere 1 dolar ücret teklif ederken 2. gruptakilere 20 dolar teklif etmiş. Her şey bitip hem 1 dolar hem 20 dolar alan kişiler yalan söyledikten sonra bu kişilerle bir de anket yapılmış. Ancak anket sonucunda deneyi yapan kişiyi bile hayrete düşüren sonuçlar ortaya çıkmış. Anketin sonucuna göre 20 dolar alan kişiler ankette deneyin çok sıkıcı olduğunu söylerlerken 1 dolar alan kişiler deneyin keyifli olduğunu söylemişler. Bu ilginç sonuç üzerine Festinger, insanların böyle davranma nedenini araştırmış. İlginç bir şekilde 1 dolar karşılığında yalan söyleyen insanların, aldıkları ücret yalan söylemenin verdiği vicdani rahatsızlığı karşılamadığı için kendilerini deneyin gerçekten keyifli olduğuna inandırdıkları anlaşılmış. 20 dolar alan kişiler ise ücretin fazlalığından dolayı, aldıkları paranın söyledikleri yalana değdiğini düşünmüşler ve deneyin keyifli olduğuna kendilerini ikna etme gereği duymamışlar. Bu deney, insanların etik dışı bir şey yapacakları zaman elde edecekleri kazancın yeterince büyük olması durumunda vicdanlarının o kadar da rahatsız olmadığı gibi ilginç bir gerçeği ortaya çıkarmış.
Psikolojik deneyler ne işe yarar?
Perk çok deney insanoğlunun bilinmeyen yönlerini keşfetmeye yardımcı olmaktadır. Sıradaki deney Oklahoma Üniversitesinde psikoloji hocası olan Muzaffer Şerif tarafından yapılmış.Deneyde 11 yaşındaki çocuklar iki gruba ayrılıp kampa götürülmüşler. Burada gruplar çadır kurma, yürüyüş yapma gibi aktivitelerde bulunmuş ve çocukların gruplarına aidiyet duygusu kazanmaları sağlanmış. Çocuklar bir kez kendi gruplarına aidiyet duygusu kazandığı zaman karşı gruptakilerle konuşmamaya ve uzak durmaya başlamışlar. Hatta iki grup arasında rekabet oluşturan yarışmalar düzenlenince, gruplar arasında neredeyse düşmanlık denecek kadar şiddetli çatışmalar olmaya başlamış. Bunun üzerine araştırmacılar bu gergin ortamı düzeltmek için bu sefer iki grubun ortak bir amaç için mücadele edeceği görevler oluşturmuşlar. Yeni bir temiz su kaynağı bulmak gibi ortak amaçlar için çalışan iki gruptaki öğrenciler karşı gruptakilerle arkadaş olmaya başlamışlar. Bu deney ortak bir hedef için çalışan insan gruplarının zamanla birbirleriyle yakınlaşacağı sonucunu ortaya koymuş. Hiç biri sizi izlerken bir şey yapmaya çalıştınız mı? Sıradaki deney bununla alakalı. 1932 yılında Avustralyalı psikolog Elton Mayo bir fabrikada çalışan işçileri gözlemledi. Deneyde fabrikadaki ışıkladırmanın işçilerin çalışma hızlarına nasıl etki edeceği ölçülecekti. Bunun için fabrikanın bir bölümünün ışıklandırması sabit tutulurken başka bir bölümündeki ışıklar artırıldı. İlginç bir şekilde hem ışığın artırıldığı hem de artırılmadığı bölümdeki işçilerin çalışma hızı artmıştı. Ardından ışıklandırmanın çalışma hızına nasıl etki ettiğini görmek için ışıklar normalin de altına düşürüldü. Garip bir şekilde ortam iyice karanlık hale getirilmiş olmasına rağmen işçilerin çalışma hızı yine artmıştı. Araştırmacılar bu durumun nedenini öğrenmek için işçilerle görüşmeler yaptılar. Görüşmelerin sonucunda işçilerin daha fazla ışık olduğu için değil, onları gözlemleyen birileri olduğu için daha verimli çalıştıkları ortaya çıktı. İşçiler onları gözlemleyen biri olmadığında kendilerini fabrikadaki makinelerden farksız hissediyorlardı. Gözlemleyen biri olduğunda ise yaptıkları işin takip edildiğini ve değer gördüğünü hissettikleri için daha verimli çalışıyorlardı. İlginç sonuçları olan bu deney yıllardır işyerindeki verimi artırmaya çalışan yöneticilere yol gösteriyor. 1967 yılında Abd’de bulunan bir lisede ilginç bir deney yapılmış. Deneyin amacı Öğrencilere Nazi Almanya’sının ne kdar kötü olduğunu uygulamalı olarak göstermekmiş. Ron Jones isimli öğretmen seçtiği sınıfa çok sert kurallar getirmiş ve sınıfta kesin bir disiplin sağlamış. Ayrıca sınıftakilere 3. dalga ismini vermiş ve öğrencilere bu sınıfın diğerlerinden üstün olduğunu söylemiş. Sınıftaki öğrencilere nazi selamını öğretmiş ve artık aralarında böyle selamlaşmaları kuralını getirmiş. Bu gruptaki öğrenciler bir süre sonra kendi kurallarını okuldaki diğer öğrencilere de dayatmaya başlaışlar ve kurallara uymayanlara kötü davranmışlar. Öğrenciler bu davranışların dozunu her gün biraz daha artırmaya başlayınca deney kontrolden çıkmış ve sonlandırılmış. Deneyi yapan öğretmen Ron Jones ise deney öğrenildikten sonra tepki görmüş ve öğretmenlikten uzaklaştırılmış. Bu deney sıradan lise öğrencilerinin bile yanlış yönlendirmeyle nazi almanyasına benzer davranışlar sergileyebileceklerini ortaya çıkarmış.
Psikolojik Deney hakkında ilginç bilgiler
Bu kısa video’yu izleyerek Deney hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Facebook ve Twitter adreslerimizden bizi takip etmeyi unutmayın.
Bu konu ile alakalı soru sormak için hemen tıkla