Cinsel Çekim Nedir?

Kısa Bilgi

Cinsel Çekim Nedir?
- ‘Misyoner Pozisyonu’ Adını Nasıl Aldı?
- En iyi bilinen cinsel konum hakkında ilginç bilgiler

Cinsel Çekim Nedir?

Bazen iki kişi anlık bir çekim yaşar.Bu çekiciliğin nedeni belirsiz olabilir ve bunu ‘cinsel kimyaya’ bağlayabilirler.Ama cinsel kimyaya ne sebep olur?

Feromonlar, birçok hayvanın eşlerini çekmek için salgıladığı kimyasal maddelerdir.Genellikle burun boşluğundaki özel bir organ onları tespit eder.Feromonlar bazı hayvanlar üzerinde derin bir etki yaratabilir ve genellikle anlık çekiciliği teşvik eder.Son yıllarda yapılan araştırmalar, diğer hayvanlar gibi insanların da havaya karışan kokusuz feromonlar ürettiğini göstermiştir.İnsanların feromonları tespit edebilmesi ve bilinçaltında bunlardan etkilenmesi de muhtemeldir.Bir kişi feromonun kimyasallarını çekici bulursa, onları salan kişiye çekilme olasılığı daha yüksektir ve aksi takdirde açıklanamayan bir cinsel kimya ortaya çıkacaktır.

İnsan feromonlarının incelenmesi genç bir bilim olmasına rağmen, kozmetik şirketleri, karşı cinse karşı dayanılmaz olan feromonlar içerdiği varsayılan parfümler ürettiler.Erkekler için böyle bir kolonya, ter ve gözyaşından yapılan sözde bir feromon olan androstanol içerir.Bu kokuların başarılı olduğuna dair hiçbir kanıt yok.

‘Misyoner Pozisyonu’ Adını Nasıl Aldı?

Misyonerlik pozisyonu, erkeğin kadının tepesinde, erkekle kadının yüz yüze yattığı bir cinsel ilişki pozisyonudur.Muhtemelen en iyi bilinen cinsel pozisyondur ve yüzyıllardır insanlar tarafından benimsenmiştir.

Pozisyonun adının, Yeni Dünya’daki yerli halkın, kadına arkadan nüfuz eden adam gibi alışılmışın dışında başka pozisyonlar da kullandığını keşfeden ilk Avrupalı misyonerlerden geldiği düşünülüyor.Misyonerler, yerlilere çiftlerin birbirleriyle yüz yüze geldiği tek pozisyonun Tanrı tarafından kabul edilebilir tek pozisyon olduğunu öğretti (çünkü bu daha samimiydi, her iki tarafın da birbirini görmesini ve öpmesini sağlıyordu) ve diğer pozisyonların doğal olmadığını düşünüyorlardı.Genellikle bu öğretilerin, kadının cinsel ilişki sırasında erkeğin altında olması gerektiğine inanan St. Paul tarafından gerçekleştirildiği düşünülürken, Aziz Augustine de başka herhangi bir pozisyonun doğaya karşı günah olduğunu öğretti.Terim ilk olarak 1960’larda popüler tanımıyla kaydedildi.