Atom Bombası ve Japonya Hakkında
Aurora olarak da bilinen görsel şölen, Güneş fırtınalarının uzaya yaymış olduğu yüklü parçacıkların Dünya’nın manyetik alanı ile etkileşmesi sonucu oluşan göz alıcı ışıklardır.
Kısa Bilgi
“Kutup Işıkları” olarak da isimlendirilen bu parıltılar, tarih boyunca insanları büyülemiş muhteşem ışık şovlardır.
Aurora borealis ve Aurora australis, diğer isimleriyle kuzey ışıkları ve güney ışıkları; kuzey ve güneydeki yüksek yerlerde sıkça görülürken , orta yüksekliklerde daha az görülmektedir. Ekvatora yakın yerlerde ise çok nadir görülürler. Aurora genelde süte yakın yeşil renkte görülür, fakat kırmızı ,mavi, mor, pembe ve beyaz renklerinde de ortaya çıkmaktadır. Auroranın oluşumuna bakıldığında, tipik bir Aurora , uzayda hızlı bir şekilde ilerleyen elektronların Dünya’nın atmosferinin üst kısımlarında yer alan oksijen ve nitrojen ile çarpışması sonucu oluşmaktadır. Dünya’nın manyetik alanı tarafından kontrol edilen manyetosferden gelen elektronlar , enerjilerini oksijen ve nitrojen atomları ve moleküllerine ileterek onları uyarır. Uyarılan gazlar ise normal enerji seviyelerine döndüğünde, foton salınımı yaparlar. Manyetosferden yüksek sayıda elektron geldiğinde, oksijen ve nitrojen gözle görülebilecek kadar yeterlikte ışık salınımı yaparlar. Böylece muhteşem güzellikteki Aurora ortaya çıkar.
Bu hayalet ışıklar 100 ile 400 km arasındaki yüksekliklerde ortaya çıkarlar.
Tarihçesine bakıldığında, Bilim insanı Celsius, 1741 yılında Auroraların meydana geldiği manyetik akımları, manyetik kontrolün kanıtı olarak tanımlamıştır. Kristian Birkeland ise 1908 yılında manyetik akımın Aurora arkı boyunca bu tür partikül hareketlerinin genellikle gün ışığından karanlığa doğru, Doğu-Batı doğrultusunda hareket ettiğini savunmuştur. Bu yönlenme hareketi daha sonra “Aurorasal Elektron Hareketi” ismini almıştır. 1800’lü yılların sonunda, Alman gökbilimci Hermann Fritz‘in katkılarıyla Auroranın çoğunlukla “Aurorasal Bölge” de görüldüğü saptanmıştır. 29 Temmuz 1998 yılında ise THEMIS uzay sondaları ilk kez Auroralara sebep olan manyetosferik fırtınanın başlangıcını görüntülemeyi başarmıştır. Aurora’nın rengi genellikle oksijen veya nitrojenden hangi gazın elektronlar tarafından uyarıldığına ve ne kadar uyarıldığına bağlıdır. Renk aynı zamanda elektronların ne kadar hızlı ilerlediğine veya çarpışma anında ne kadar enerjileri olduğuna da bağlıdır. Yüksek enerjili elektronlar oksijenin yeşil ışık yaymasına neden olurlar. Düşük enerjili elektronlar ise kırmızı rengin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Nitrojen genelde mavi renk vermektedir.
Bu renklerin karışımı mor, pembe ve beyaz renklerinin de ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Oksijen ve nitrojen aynı zamanda, özel kamera ve uydular tarafından yakalanabilen ultraviyole ışınlarda yayınlarlar. En çok görülen Aurora rengi yeşil ışıktan yayılandır. Farklı şekillerdeki Auroralar ise araştırmacıların hala anlamaya çalıştığı bir gizemdir. Aurora genelde Dünya’nın manyetik kutupları çevresinde 4000 km civarında çapa sahip olan bir yüzük şeklinde görülürler. Bu yüzük şekli Aurora ovalleri diye de bilinmektedir. Kuzey ovali Alaska, Kanada, İzlanda, Kuzey İskandinavya ve Rusya gibi bir yol takip eder. Güney yârim kürede ise genelde Antarktika’yı daire içine almaktadır.
Aurora hakkında ilginç bilgiler
Bu kısa video’yu izleyerek Aurora hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Facebook ve Twitter adreslerimizden bizi takip etmeyi unutmayın.
Bu konu ile alakalı soru sormak için hemen tıkla