Almanya ve Hitler hakkında daha önce hiç duymadığınız gerçekler
Muhteşem almanya nasıl hitleri başa getirdi? Hitler Almanya'yı nasıl bir felakete sürükledi.
Kısa Bilgi
Almanya hitleri nasıl seçti?
Almanya uyan! O felaketin eşiğindeki bir dünyanın yegane kurtarıcısı. O milyonlarca Alman’ın ihtiyaçlarını onlara vaat edecek, sorgusuz sualsiz bağlanılası bir lider. O dünyayı yerinden oynatacak bir devlet adamı. O 1. Dünya Savaşı’nda hezimete uğramış, hakir görülmüş, küçümsenmiş Almanya’nın itibarını tekrar ona kazandırabilecek tek adam. Führer! Adolf Hitler. Merhaba ben Kar Saçlı Adam. Böyle düşünüyordu insanlar. Elbette bu bir kerede olmamıştı. Yavaş yavaş, ağır ağır, ince ince, insanların beyinlerine, zihinlerine işledi bu düşünceler. Ama nasıl işlemezdi ki? İnandırmıştı gerçekten insanları. Öyle kararlı, öyle hiddetli, öyle gerçekçiydi ki herkes ona körkütük aşık olmuştu sanki! Almanya Uyan! Kulaklarda bir kurtuluş şarkısı gibi çınlayan bu çağrı o güne kadar gelmiş geçmiş tüm politikacılardan daha etkiliydi. Kıyametin eşiğinde kaybedilen savaştan sonra itibarı yerle bir olan bir ülke için bu çağrı yepyeni bir Almanya vaat ediyordu. Tek bir sembolün altında. Gamalı Hac ve üzerine konmuş bir kartal. Ve tek bir adamın elinde bulundurduğu güç ile… Onun bir propaganda bakanı bile vardı. Joseph Goebbels. Şu sözleri kurmuştu. aslında Naziler ikisinde de çok başarılıydı. O dönemdeki kısıtlı teknolojiye rağmen Hitler’in etrafında sürekli kameralar bulunurdu. Daima karizmatik ve muazzam bir kişilik olarak görünmek onun için çok önemliydi. Başarısı hitabet üzerine kuruluydu. Etkili konuşma gücü büyük bir destekçi kitlesi kazandırdı. İnsanları manipüle etmekte üzerine yoktu. Tutkulu ve kızgın konuşmaları bazen bir günde 10 defayı buluyordu. Her zaman halkın üzerindeki etkisini inceleyebilmek için fotoğrafçısı tarafından çekilen fotoğraflarını inceliyor, duruşunu ve mimiklerini kusursuz kılmak için kendini geliştiriyordu. Kamu önüne çıkışı çok dikkatli bir şekilde düzenlenirdi. Hiçbir şey şansa bırakılmaz, mitingin büyüklüğü, zamanlaması, başlangıç ritüeli, her şey ama her şey ince hesaplardan geçirilir insanları muazzam coşkunun sarhoşluğuna sürüklerdi. Konuşmasına başlamadan önce gerilimi had safhaya çıkarmak için kalabalığı bekletir ve tereddütle başlardı. Sonra ise hücuma geçer etkileyici bir şekilde yükselerek karşı tarafa samimiyet verirdi. Hitler Avusturyalı bir memurun oğlu olarak 1889 yılında doğdu. Avusturya başkenti Viyana’ya geldiğinde 18 yaşındaydı ve ressam olmak istiyordu. Burjuva dünyasının ihtişamlı yaşamı onu etkilemişti. Zaman zaman resimlerini satmayı başarsa da sanat akademisi, sanatçı yeteneği olmadığı için onu iki defa reddetti. Hitler lüks bir hayat arzusundaydı. Ama durumu hiçte iç açıcı değildi. Evi erkek pansiyonuydu. Ve sanatçı ruhu onu düzenli bir işte çalışmaktan alıkoyuyordu. Birinci Dünya Savaşı’nda gönüllü olarak Bavyera Alayı’na katıldı. Askerde yemeklerden ya da zorlu koşullardan hiç şikayet etmezdi. İyi bir askerdi. Görevlerinde gösterdiği sürat ve başarısından dolayı 1914’te 2. Sınıf demir haç ve 1918’de bir onbaşına verilebilecek nadir bir onur olan 1.Sınıf demir haç ile ödüllendirildi.
Hitler Almanya’da neler yaptı?
Bu ödüle onu aday gösteren subayın Yahudi olması ise ironik bir rastlantıydı. Ancak Hitler bunlara rağmen onbaşılıktan yukarı terfi edemedi. Komutanları onun liderlik vasıfları taşımadığını düşündüler. 1919 yılının sonunda siyasi partilerden birine katıldı. Alman İşçi Partisi. Farklı olmaya ve karakteri oturmaya başlamıştı. Münih’te birahanelerde veya şehir sokaklarında yaptığı konuşmalar coşkuyla karşılanıyordu. Namı dilden dile yayılmaya başladı. İlkesi “Ya hep ya hiçti.” Parti üyeleri önce kendilerine bir slogan buldular. (Doçland Evake!) Uyan Almanya! Kadim Aryan Alman ırkı için bir de yeni ama aynı zamanda antik bir amblem! Ve harekete yeniden isim verildi. Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi. Kısaca Nazi. Alman İşçi Partisi önce yönetim kadrosunu güçlendirdi. Alman ordusunun önemli subaylarından biri olan Ernst Röhm partiye katıldı. Daha sonra bağış toplanarak satın alınan Völkischer Beobachter gazetesini verimli bir şekilde kullanmaya başladılar ve gazetenin genel yayın müdürü olarak atanan aynı zamanda Hitler’in de akıl hocası olan Dietrich Eckart Hitler’i Almanya’nın mesihi olarak pazarlamaya başladı. Bu pazarlama stratejisi sadece Alman halkını etkilemekle kalmadı. Aynı zamanda genç Hitler’de kendini Tanrı tarafından görevlendirilmiş Alman ırkının kurtarıcısı olarak görmeye başlamıştı. Hitler Ernst Röhm’e talimat vererek Fırtına Birliği ismini verdikleri yarı askeri bir birlik kurdu. Ordudaki görevinden ayrılarak herşeyi riske eden Röhm bu birliği kısa sürede büyüttü ve disipline etti. Bu birlik Nazi partisinin mitinglerini savunmak ve siyasi rakipleri olan solcu komünistleri de korkutmak için etkili oldu. Artık günden güne büyüyen bir Nazi hareketiyle birlikte Fırtına Birliği Milisleri’ni yanına alan Hitler hükümeti devirmek için bir darbe girişiminde bulundu ancak başarısız oldu. Münih’te karşılarında buldukları polisler 16 Nazi’yi öldürdü. Hitler’in sadece yarım metre kadar yanından geçen mermi eğer ona isabet etseydi belki bugün tarih çok daha farklı olabilirdi. Bu başarısızlık partinin beyin takımının dağılmasına ve Hitler’in parmaklıklar ardına girmesiyle sonuçlandı. Ama birlikte önemli bir ders aldılar. Hitler parmaklıklar ardında duruşma gününün gelmesini beklerken muhtemel cezasının idam olacağını biliyordu. Ümitsizliğe kapılmıştı ve intihar etmeyi planlıyordu. Duruşma günü Hitler ilgi odağı olduğunu fark edince merhamet dilemek yerine saldırıya geçti. Kendini bir kurtuluş hareketinin gazisi olarak sundu. “Ne yaptıysam Alman milliyetçiliğim yüzünden Alman halkı için yaptım” dedi. Şevkle siyasi söylemlerde bulunarak duruşmaya katılanlardan büyük alkış aldı. Sağcılar bu çıkıştan oldukça etkilenmişti. Ve Hitler’in bu etkileyici gösterisi sadece mahkeme salonunda kalmadı. Dünyanın dört bir yanında manşet oldu. Hakimler tarafından sempati duyulan Hitler ölüm cezası yerine sadece 5 yıl hapse mahkum edildi. Üstelik Hitler’in hücresi hapishaneden çok kitabını yazmakla meşgul olabileceği bir subay ofisi gibiydi. Bu süre zarfında Hitler 1. Dünya Savaşı sonunda Almanya’nın mahkum edildiği ağır yaptırımlardan bahseden, dünyadaki bir çok sorun için Yahudileri suçladığı, Yahudi ve Komünist düşmanı, ırkçı, manipülatif bir kitap yazdı. (Mein Kampf) Kavgam. 5 yıllık cezasının sadece 9 ayını yatan Hitler şartlı tahliye ile salıverilmişti. Ama onu çıkışta karşılamaya gelen bir kalabalıkla karşılaşmadı. Sanki ülkesinin artık bir mesihe ihtiyacı yok gibiydi. Weimar Cumhuriyeti’nde işler biraz daha yoluna girmiş ve ekonomi düzelmeye başlamış güven ve istikrar hissedilir olmuştu. 1924 yılında Hitler’in liderliğinden mahrum olan Nazi Partisi oyların sadece yüzde 3’ünü alabildi. Bitmiş görünüyorlardı. Hitler partisini artık şiddetten uzak yeni bir siyasi vizyonla yeniden şekillendirmeye karar verdi. Fırtına birlikleri komutanı Ernst Röhm Hitler’in hapisten çıkışını dört gözle beklemişti.
Hitler Almanya’da nasıl popüler hale geldi?
Ancak Röhm’ün tekrar şiddet yoluyla devrim getirme isteğine karşılık Hitler artık kartlarını yasal yollardan kullanmayı seçti. 1927’de Hitler’in konuşma yasağının kaldırılmasıyla yıldızı iyiden iyiye parlamaya başlıyordu. 1928 ulusal seçimlerine tam hız hazırlıklar başladı. Ancak iktidara gelmek bir yana dursun 1924 seçimlerinden bile daha kötü bir sonuç alınmıştı. Çünkü o yıllarda hayatlarından memnun olan Alman halkı rahatlarının bozulmasını istemedi. Hitler’in partisi mecliste sadece 12 sandalye kazanabilmişti. Nazilerin dengeleri lehlerine çevirecek bir krize ihtiyaçları vardı. Ve o mucizevi kriz 29 ekim 1929’da Wall Street’teki Amerikan borsasının çökmesiyle gerçekleşti. Ve Amerikalı sermayedarlar Almanya’ya verdikleri borçların ödenmesini talep ettiler. Ülke bir gecede işsizlik ve iflas karmaşasına düşmüştü. Bunu önceden tahmin eden Adolf Hitler artık ülke çapında bir kahine dönüşmüştü. Koalisyon hükümeti dağılınca 1930’da ulusal seçim içim tekrar karar alındı. Naziler her lokalde seçim kampanyaları düzenlemeye, her yerde konuşmalar yapmaya başladılar. Üzerine hoparlör konulmuş minibüsler kiralayarak seslerini herkese duyurmaya çalıştılar. Bitmek bilmez bir enerjileri ve tutkuları vardı. 14 eylül 1930’da sonuçlar açıklandı. 24 ay öncesine göre 4 kat fazla oy alan Naziler meclisteki sandalye sayısını 12’den 107’ye çıkarmıştı. Bu siyasi bir depremdi… Henüz iktidarda olmasalar da artık parlamentodaki 2. büyük parti olarak yapacak çok işleri vardı. Propaganda bakanı Joseph Goebbels “Hitler Almanya üstünde” adı verilen bir kampanya icat etti. kampanya doğrultusunda Hitler uçakla şehirden şehire giderek insanlarla buluşuyor ve filme çekiliyordu. Hitler’in uçakla inişini bekleyen binlerce insan filmde gösteriliyor ve sanki yüce bir kurtarıcı göklerden onlara geliyor imajı veriyordu. Joseph Goebbels’in bu tarz yaratıcı çalışmaları Hitler’i ciddi bir devlet adamı, gerçek bir lider, uygun bir seçenek gibi gösteriyordu. Ama tüm çabalara rağmen Naziler ve komünistler berabere kalmış iktidar yarışı tıkanmıştı. Alman başkanı Hindenburg Hitler’e hiç güvenmiyordu. Bu eski onbaşının nasıl bu kadar itibar gördüğüne inanamıyordu. Hitler’e istediği Şansölyeliği sadece başkan Hindenburg verebilirdi. Bu arabuluculuğu yapacak adam ise ülkece tanınan güvenilir bir savaş kahramanı olan Hermann Göring’ti ve başkana Hitler’e güvenmesi için bildiride bulundu. 30 ocak 1933’te başkan Hindenburg Hitler’i Almanya şansölyeliğine atadı. Ancak Naziler hala koalisyon hükümetiyle yönetilen ülkedeki güçlerini artırmak ve mutlak güç sahibi olmak istiyorlardı. Koalisyon’un başarısızlığını bahane ederek bir seçim daha talep ettiler. Artık mutlak güç sahibi olabilmek için komünistlere saldırmaktan başka çareleri yoktu. Meclisteki en büyük parti olan komünistleri tahrik etmeye çalışan Naziler onları bir türlü isyana sürükleyemediler. Hitler’in Şansölyeliğinin birinci ayında Hitler’e bir haber geldi meclis binası Reichstag’da yangın çıkmıştı. Bu yangını Hitler ve adamlarının stratejik bir hamle olarak kasten yaktıkları söylentiler arasında olsa da yangının nasıl çıktığından çok her halükarda manipüle edilebilecek bir durum olması çok daha önemliydi. Bu yangın Naziler tarafından komünistlerin üzerine atıldı ve başkan Hindenburg’tan olağanüstü hal için yetki alındı. Artık Naziler çıkabilecek isyanları bastırmak için tam yetki sahibiydiler. u sayede Hitler’in beyin takımı ve polis gücü kullanılarak tüm siyasi muhalefetin adamları ülke çapında sindirildi. 2 hafta sonra 86 yaşında hasta olan başkan Hindenburg öldü. Hitler’in beklediği fırsat gelmişti. Şansölyelik ve başkanlık makamlarını birleştirip kendini Almanya’nın en büyük başkanı olarak ilan etti. Artık tüm kontrol Hitler’deydi. “Önümüzdeki 1000 yıl boyunca Almanya’da bir devrim olmayacak” dedi Hitler. O güne dek hiçbir rejim kendisini böylesine gösterişle açığa vurmamıştı. Pankartlarla yürüyüş yapan tabur grupları ucu bucağı olmayan diziliş ve nizamıyla halk kitlesinin arasından ilerledi. O geliyordu. Tarihin bugüne dek gördüğü en acımasız, en psikopat ve en kibirli diktatörü. 65 milyon insanın ölümüne yol açan 2. Dünya savaşının mimarı. 6 milyon Yahudi’nin katliamı emrini veren, milyonlarca savaş mağduru insanın hayatlarını zindana çeviren büyük diktatör. Adolf Hitler…
Hitler hakkında ilginç bilgiler
Bu kısa video’yu izleyerek Hitler hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Facebook ve Twitter adreslerimizden bizi takip etmeyi unutmayın.
Bu konu ile alakalı soru sormak için hemen tıkla